Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü 2019

Dini ve Kültürel Mirastan Yararlanmak ve Onlara Erişim Hakkına Sahip olmak bir İnsan Hakkıdır

18 Nisan günü dünya, 1983 yılında UNESCO tarafından kabul edilen Uluslararası Anıtlar ve Sitler Günü’nü kutluyor. O zamandan beri 18 Nisan, kültürel mirası kutlamaya ve tanıtmaya yönelik bir gün olarak, kültürel mirasın çeşitliliği ve anlamı konusunda farkındalığı artırmak için bir fırsat sunmakta ve kültürel mirasın ne kadar kırılgan olduğunu ve korunmasının doğuracağı faydalar ve korunma ihtiyacını gözler önüne sermektedir.

Dinin yüzyıllar boyu kültürü şekillendirmede önemli bir rol oynadığı bir yerde, dini ve kültürel miras, birbirinden ayrı tutulamaz. Bu, dini mekanlar ve sitler için de özellikle geçerlidir. Kıbrıs’ta Hıristiyanlar ve Müslümanlar başta olmak üzere yüzyıllar öncesine dayanan, farklı inançların geleneklerine ait binlerce site ve dini anıt bulunmaktadır ve bunlar Kıbrıs’ın kimliğinin kendine has ve önemli bir kısmını temsil etmektedir. Bu anıtların ve sitlerin birçoğu ne yazık ki terk edilmiş, harap edilmiş, dönüştürülmüş, kapısına kilit vurulmuş veya erişim imkanı kalmamış haldedir. Çözülmemiş Kıbrıs sorununun mağdurları olarak, adadaki farklı topluluklar arasında derin bir acı ve güvensizlik sebebi olmaya devam etmektedirler. Öte yandan, sivil toplum ve dini toplulukların diyalog kurma ve dua ve ibadet yerlerine serbest erişime imkan verip bu mekanların temizlenmesi ve restore edilmesi doğrultusunda birlikte çalışma konusunda karşılıklı attıkları cesurca adımlar, uzlaşıya giden yolda dönüştürücü bir etkiye sahiptir.

Kültürel miras, barış inşası ve uzlaşı arasındaki bağlantıyı vurgulayan RTCYPP Ofisi, “bir insan hakkı olarak kültürel mirasa erişim ve bu mirastan yararlanma hakkının” önemini vurgulamaktadır. Bu hak, “bireyler ve grupların kültürel mirası bilme, anlama, içine girme, ziyaret etme, kullanma, bakımını sağlama, karşılıklı olarak kullanma ve geliştirmenin yanı sıra başkalarının kültürel mirasından da yararlanma hakkını” içermektedir. (Kültürel Miras konusunda Özel Raportör, 2017).

Dini anıt ve sitlerin, özellikle de farklı bir topluluk tarafından kendisine aitmiş gibi kabul edilenlerin, saygı görmesi demek, birbirinin değer ve kimliklerini kabul etmek demektir. Dini anıt ve sitlerin durumunun ele alınması ve bunlara erişimin sağlanması, sadece taşların restore edilmesiyle ilgili bir durum değildir. Bu, insan ruhunun eski haline getirilmesiyle ilgilidir. Bu, sosyal etkileşime izin verilmesi, farklı belleklerin, tarihlerin ve geçmişin paylaşılıp kabullenilmesine ve birbirinin dini mirasına değer vermek suretiyle birbirine kol kanat gerilmesiyle ilgili bir durumdur. İki etnik topluluktan ibaret olmayan ve bir dizi kimlikle nitelendirilen bir adada, barışçıl bir şekilde bir arada yaşamak için farklı esasları anlamak ve bunlara saygı göstermek gerekmektedir.

#InternationalDayofMonumentsandSites2019 #IDMS2019 #Faith4Rights @UNESCO

Posted in Press Releases.